Haber

Türkiye’de uyuşturucu ve organize suçlarda artış

Türkiye’deki resmi istatistikler suç oranlarının arttığını ortaya koyuyor. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Jandarma Genel Komutanlığı’nın istatistikleri, kara para aklamadan organize suça kadar hemen her alanda işlenen suçların sayısının yıllar içinde arttığını gösterdi.

DW Türkçe’nin Jandarma Genel Müdürlüğü’nün aylık olarak yayınladığı verilerden derlediği bilgiye göre, Nisan 2019’dan Kasım 2023’e kadar geçen dönemde “kaçakçılık ve organize suç” bağlantılı olay sayısı 150 bin 790 olarak kaydedildi. 221 bin 705 şüphelinin yakalandığı bildirildi.

Kurumun aylık istatistik paylaştığı hatalar farklılık gösteriyor. Bunlar arasında uyuşturucu, organize suç ve dolandırıcılık gibi konular yer alıyor. Ancak hata sayısının bu bilgilerden daha fazla olduğu düşünülüyor. Çünkü Jandarma Genel Müdürlüğü’nün aylık bazda açıkladığı veriler bazı dönemlere ilişkin detay içermiyor. Temmuz 2020 ile Temmuz ve Eylül 2021 dönemine ait herhangi bir verinin paylaşılmadığı görülüyor. Kurumun son dört yıldır paylaştığı faaliyet raporlarındaki detaylar, bilançonun daha ağır olduğunu gösteriyor.

2023’te 40 bin suç

Aylık raporlara göre bu yılın kasım ayına kadar toplam 40 bin 356 olay yaşandı. 53 bin 382 şüphelinin yakalandığı belirtilirken, en sık işlenen kabahatler arasında “uyuşturucu” öne çıkıyor. 2023 yılında uyuşturucu olay sayısı 26 bin 871 olarak kaydedildi. Bu sayıya uyuşturucu kaçakçılığı ve ticareti de dahil.

Jandarma Genel Komutanlığının faaliyet raporlarında “kaçak ekim” ve “uyuşturucu kaçakçılığı” başlıkları altında yapılan hata sayıları yer alıyor. 2019-2022 yılları arasında uyuşturucuyla ilgili toplam olay sayısı 85 bin 291. Bu hata kapsamında yakalanan şüpheli sayısı ise 111 bin 135.

Aylık verilere göre bu yıl da 185 organize hata olayı yaşandı. Faaliyet raporlarına göre; 2019’da 250, 2020’de 245, 2021’de 276, 2022’de ise 245 organize suç olayı yaşandı. Bu suçtan yakalanan şüpheli sayısı ise 11 bin 753 oldu.

Aylık istatistiklerde bu yıl 76 kez “kara para aklamanın önlenmesi” konusuna değinildi. Bu sayı 2019’da sadece sekizdi. Bu suç, sosyal medya fenomeni ve zincir güzellik merkezi sahibi Dilan Polat ve eşi Engin Polat’ın tutuklanmasıyla gündeme geldi.

Bu veriler Jandarma’nın kontrolü altındaki bölgeleri kapsıyor. Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si bu bölgelerde yaşıyor.

Güvenlik bilgileri ne diyor?

Emniyet Genel Müdürlüğü de Jandarma gibi her ay suç istatistiklerini açıklamıyor. Ancak kurumun faaliyet raporlarında işlenen suçlara ilişkin bazı ayrıntılar yer alıyor.

Emniyet Müdürlüğü’nün 2022 tarihli faaliyet raporuna göre “Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Faaliyetleri” kapsamında 7 bin 81 operasyon gerçekleştirildi. Polis Hata Gelirleri Dairesi Başkanlığı’nın 2022 yılında yürüttüğü çalışma kapsamında 12 soruşturma dosyasının tamamlandığı kaydedildi. Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı tarafından hazırlanan bir diğer raporda ise 2022 yılında ülke genelinde uyuşturucuyla ilgili olay sayısı açıklandı. 2021 yılı ise 215 bin 771 olarak belirtiliyor. Geçen yıl bu oran yüzde 14,1 artışla 246 bin 237’ye ulaştı. Bu kapsamda yakalanan şüpheli sayısının 313 bin 786 olduğu bildirildi.

Polis, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 80’inin yaşadığı bölgeden sorumludur.

Eşitsizlik ve yoksullukla bağlantılı

Peki bu istatistikleri nasıl değerlendirmeliyiz?

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Küçük, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, artan suç oranları ile toplumsal eşitsizlik arasındaki ilişkiye değindi. Akademisyen Küçük, “Toplumsal eşitsizliğin derinleştiği, zengin-fakir farkının uç noktaya ulaştığı durumlarda suç oranlarında artış oluyor. Yoksullukla mücadelede devlet kurumları yetersiz kalırsa ve sosyal kurumlar işlemez hale gelirse hukuksuzluk ortaya çıkar” diyor. bir başlangıç ​​noktası olarak.”

Ancak Doç. Dr. Küçük’e göre eşitsizliğin derinleşmesi tek başına suç istatistiklerinin artmasına neden olamaz. Akademisyen Küçük şu tespiti yapıyor:

“Yoksul olduğunuzda, eşitsizlik arttığında, size yol gösterecek, dayanışma gösterecek kurumları bulamazsanız suç daha da artıyor. Artan rakamların açıkça güvenin azalmasıyla ilgili olduğunu söylemek yanlış bir analiz olmaz. kurumlar.”


Fotoğraf: Onur Doğman/Zuma/IMAGO

Örtülü affın etkisi

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Adem Sözer, DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, Emniyet Müdürlüğü’nün suç verilerini paylaşmadığını, bunun da suçun önlenmesine yönelik araştırmaları zorlaştırdığını vurguluyor. Prof. Dr. aynı zamanda üniversitenin Ceza Hukuku ve Kriminoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Direktörüdür. Faillerin tekrar suç işlemesini önlemek için veriye duyulan ihtiyacın önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Sözer, “Bu olmasaydı sadece infaz kurumlarını doldururduk. Daha sonra infaz süresini kısaltıp yok noktasına indirirdik,” dedi. ‘Kapasite aşıldı’ diye. Yeni icra kurumlarının inşasına bütçeden milyonlar harcanacak. Bu olmayacak.” İfadelerini kullanıyor.

Ceza hukuku akademisyeni, “örtülü afların yapıldığını, bunun toplumda rahatsızlık yarattığını” belirtiyor.

Prof. Dr. Adem Sözer, Türkiye’nin Avrupa’da cezaevlerinde en fazla tutuklu ve hükümlü bulunan ülke olduğunu anımsatarak, “100 bin kişi başına 325 kişi tutuklu veya hükümlü. En fazla hükümlü ve tutuklunun bulunduğu 17’nci ülkeyiz” Ancak suçun önlenmesi konusunda nereye gideceğimizi bilmiyoruz.” “Bilmiyoruz” diyor.

Suç nasıl önlenebilir?

Cezaların hızlı ve kesin olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sözer, “Yani uzun yargılama sürelerinin kısaltılması, hata yapan ve suç işlediği kesinleşen kişinin idam edilmesi, cezasızlık algısının oluşmaması. Örtülü af yasaları olan kişiler var. Ancak bu tür suçların önlenmesi ve toplumdaki suç korkusunun azaltılmasına yönelik projeler yürütebiliriz.” biter.

DW Türkçe’ye VPN üzerinden nasıl erişebilirim?

civril-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu